Posted on: Şubat 18, 2021 Posted by: admin Comments: 0

GİRİŞ

Türk Hukukunda sorumluluk açısından kural olarak “kusur sorumluluğu prensibi” kabul edilmiştir. Ancak bunun yanında belli şartlar ve haller için “kusursuz sorumluluk prensibi” kabul edilmiş olup bir kişinin kusurlu olmasa dahi fiiliyle bir başka kişiye verdiği zarardan sorumlu tutulacağı kusursuz sorumluluk hali de mevcuttur. Türk doktrininde kusursuz haksız fiil sorumluluğu, farklı şekillerde tasnif edilmektedir. Türk kanun koyucusu 6098 sayılı TBK’ da “Kusursuz Sorumluluk” başlığı altında yer alan sınıflandırmada “Özen Sorumluluğu Halleri” içerisinde “Adam çalıştıranın sorumluluğu” durumunu düzenlemiştir.

Bir kişinin kendi işlerini tek başına görmesi veya yürütmesi çoğu zaman mümkün değildir. İşin hacmi, niteliği veya teknik bilgi ve ihtiyaçlar başka kişilerin de yardımlarını gerektirebilir. Bir işin görülmesi veya yürütülmesine katkıda bulunan yardımcı kişiler, çeşitli hukuki ilişkiler içinde çalıştırılabilir. TBK. m.66’da bir işin görülmesi veya yürütülmesine yardım eden kişilerle bunları çalıştıranlar arasındaki ilişki, önce bir özel hukuk ilişkisi sonra da bağımlılık içinde gelişen bir çalıştırma ilişkisidir. Böylece çalışanlarının kendilerine bırakılan işleri gördükleri zaman diliminde üçüncü kişilere vermiş oldukları zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğuna yol açan, özen yükümlülüğünü kusurlu olarak ihmal etmesi değil, gerekli özeni hangi sebeple olursa olsun göstermemiş olmasıdır. Bu nedenle adam çalıştıranın sorumluluktan kurtulabilmesi için, kusurunun bulunmadığını ispatlaması yeterli değildir; gerekli özeni gösterdiğini objektif bir durum olarak ortaya koymalıdır.

Genel eğilim, özellikle işletmelerde adam çalıştıranların özen yükümlülüğünün kapsamının genişletilmesi suretiyle sorumluluklarının ağırlaştırılması yönündedir.

1. Ön Açıklamalar

Kanun koyucu tarafından üzerinde durulan kavramların ifade ettiği anlamlara hâkim olmak, konunun anlaşılırlığı açısından önem taşımaktadır. Adam çalıştıran; işlerini gördürmek amacıyla, bağımlılık ilişkisi içerisinde üçüncü bir kişinin hizmetine başvuran ve onun hizmet ediminden yararlanan ve üzerinde gözetim ve denetim yetkisi olan kişidir. Adam çalıştıran, iş faaliyetini yürüten kişi, hiyerarşik olarak daima en üstte yer alan kişidir. “Adam çalıştıran” kavramı TBK m. 66 ‘ya göre “işveren” kavramından daha geniştir. Çalışan, başka bir kişinin işlerini onun emir ve talimatı, gözetim ve denetimi yani bağımlılık ilişkisi içerisinde gerçekleştiren kişidir. Bağımlılık kapsamında yardımcı kişinin tek başına karar alma özgürlüğü ne kadar genişse bu kişinin TBK m. 66 anlamında çalışan olarak nitelendirilme ihtimali o kadar düşüktür.

2. Adam Çalıştıranın Sorumluluğunun Şartları

Adam çalıştıranın sorumluluğunun şartları genel ve özel şartlar olmak üzere ikiye ayrılır.

2.1. Genel Şartlar

Sorumluluğun genel şartları üç kısımda incelenir.

2.1.1. Zarar

Gerçekleşen bir fiilden üçüncü bir kişinin zarar görmüş olmasıdır. Bu zarar maddi olabileceği gibi manevi de olabilmektedir.

2.1.2. Uygun İlliyet Bağı

Gerçekleşen zararla yardımcı kişinin davranışı, özellikle objektif özen ödevinin ihlali arasında uygun bir illiyet bağının mevcut olmasıdır. Çalışanın davranışının, özen ödevinin ihlalinin uygun sonucu olmayan zararlardan adam çalıştıran sorumlu değildir. Ayrıca ortaya çıkan diğer sebepler, illiyet bağını kesmişse adam çalıştıran sorumluluktan kurtulur. Söz konusu sebepler olan mücbir sebep ile zarar görenin kusuru, illiyet bağını kesecek yoğunlukta olmalıdır. Aksi halde sadece tazminat miktarının indirim sebebi olarak değerlendirilir.

2.1.3. Hukuka Aykırılık

Hukuka aykırılığı açıklayan başlıca iki teori bulunur. Hukuka aykırılığı zarar verme olgusundan hareketle tanımlayan “sübjektif teori” ye göre, bir hakka dayanmaksızın başkasına zarar veren kimsenin fiili, hukuka aykırıdır. Günümüzde hâkim olan “objektif teori” ise hukuka aykırılığı failin davranışından hareketle tanımlar. Buna göre, sadece bir zararın ortaya çıkmış olması yeterli olmayıp, söz konusu fiilin emredici bir hukuk normunu ihlâl etmiş olması gerekir.

2.2. Özel Şartlar

Sorumluluğun özel şartları üçe ayrılır. Özel şartların ilk ikisi olumlu, üçüncüsü ise olumsuz bir nitelik taşır.

2.2.1. Çalıştıranla çalışan arasında bir çalıştırma (bağımlılık) ilişkisi mevcut olmalıdır:

Çalışan, adam çalıştırana bağımlı olmalı, işi onun direktif ve emirlerine göre yerine getirmelidir. Bu nedenle yardımcı kişilerin belirlenmesinde, bağımlılık ilişkisi, gözetim ve denetim yetkisi ölçü olarak ele alınmalıdır. Adam çalıştıranın sorumluluğunun uygulanabilmesi için, adam çalıştıran ile çalışan arasında öncelikle bir özel hukuk ilişkisi bulunmalıdır. Bu ilişki, hukuki ya da fiili nitelikte olabilir. Çalıştırma ilişkisinin bir sözleşmeden kaynaklandığı durumlarda, hukuki bir ilişki söz konusu olur. Bu nedenle işçiyi de kapsayan daha geniş bir kavramdır. Ancak çalıştırma ilişkisi, bir sözleşmeye dayanmak zorunda değildir. Bunun gibi durumlarda sadece fiili nitelikte bir çalıştırma ilişkisinden bahsedilir. Herhangi bir sebeple geçersiz bir sözleşmeye dayanarak yapılan bir çalışma (örneğin, adam çalıştıranın ayırt etme gücünden yoksun biriyle sözleşme yapmış olması); aile içi dayanışma çerçevesinde yardım amacıyla çalışma (örneğin, çocuğun ana-babasına ait işyerinde yardım etmesi); adam çalıştıranın bilgisi dahilinde ve talimatı doğrultusunda olmak şartıyla bir hatır ilişkisine dayanarak çalışma (örneğin, bir kimsenin arkadaşına eşya taşımada yardım etmesi) durumlarında fiili bir çalıştırma ilişkisi oluşmaktadır. Bağımlılık ilişkisi, askeri komuta yetkisinden de doğabilir. Örneğin bir komutanın bir askeri özel işinde kullanırken, bu kişinin üçüncü bir kişiye zarar vermesi gibi.

Gerçek veya tüzel kişiler adam çalıştıran sıfatına haiz olabilirler. Bir kamu tüzel kişisi de adam çalıştıran sıfatını taşıyabilir. Ancak TBK m. 66’ ya göre sorumlu olabilmesi için çalışan ile arasında özel hukuk ilişkisi olmalıdır. Aksi hallerde kamu hukukuna tabi olur. Tüzel kişilerin organları yardımcı kişi olarak nitelendirilemez. Genel kurul, yönetim ve yönetme kurulu; başkan ve yönetici, organdır. Tüzel kişi bu sıfatla verdikleri zarardan TBK m. 66 değil, TMK m. 50 yoluyla TBK. m. 49 ‘a göre doğrudan doğruya sorumlu olur. Çalıştırma ilişkisi bir defaya mahsus, rastlantısal, geçici ya da sürekli olabileceği gibi, ivazlı ya da ivazsız da olabilir. Çalışanın, sigortasız olarak kayıt dışı çalıştırılması da çalıştırma ilişkisinin varlığına engel değildir. Çalıştırma ilişkisinin önemli özelliklerinde biri, çalışanın gördüğü işin, adam çalıştıranın menfaatine olmasıdır. Çalıştırma ilişkisi nitelik ve içerik itibariyle oldukça geniş kapsamlı olmakla birlikte, adam çalıştıranın sorumluluğunun sınırını, görülecek işin hukuka ve ahlaka uygun olması teşkil eder. Bağımlılık ilişkisi doğrudan doğruya olabileceği gibi, dolaylı da olabilir. Büyük işletmelerde adam çalıştıranın, çalışanlarının tamamı üzerinde denetim ve gözetim ödevini yerine getirmesi mümkün değildir. Bu gibi hallerde işin görülmesini diğer aracı kişiler aracılığıyla denetler. Bu halde de adam çalıştıran en alt düzeydeki çalışanlarının işin görülmesi sırasında verdikleri zarardan sorumludur. Adam çalıştıranın çalışanını başkasına kiralaması durumunda, buradaki sorumluluğun kimde olacağı konusu tartışmalıdır. Hâkim görüşe göre özen yükümlülüğünün sadece talimat verme veya gözetim altında tutmaktan ibaret olmadığından ve çalışanı seçmedeki özenin de etkili olacağından bahisle müteselsilen sorumluluk öngörülmektedir.

2.2.2. Zarar, çalışanın işi gördüğü sırada hukuka aykırı bir davranışıyla meydana gelmelidir:

Adam çalıştıran, çalışanının her türlü fiili neticesinde meydana gelen zarardan sorumlu değildir. Adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için çalışanın zarar verici fiili ile gördüğü iş arasında amaç bakımından doğrudan doğruya sıkı bir ilişki bulunmalıdır. Bu ilişki “işlevsel bağlılık” kavramı ile ifade edilir. Örneğin bir işçinin takmaya çalıştığı camı yoldan geçen üçüncü bir kişinin kafasına düşürmesi sonucu doğan bedensel zararda işlevsel bir bağ vardır. Görülen iş ile meydana gelen zarar arsındaki işlevsel bağ mevcut olduğu takdirde, çalışanın, adam çalıştıranın talimatından ayrılması veya bu talimatı yanlış yorumlaması veya kendi inisiyatifinde hareket etmesi hallerinde adam çalıştıranın sorumluluğu ortadan kalkmaz. Bu hallerde de çalışan, adam çalıştıranın amaç ve menfaatine göre hareket etmekte, kendisine verilen işi görmektedir. İş devam ederken verilen molalar da meslek faaliyeti kapsamında yer aldığı için meydana gelen zararlardan adam çalıştıran sorumlu tutulur. Örneğin molada sigarasını içip söndürmeden yan bahçeye atan işçinin sebep olduğu yangından doğan zararlardan çalıştıran sorumludur.

Çalışanın gördüğü iş ile ilgili olmayan, tamamen şahsi, özel amaçlarla hareket edip, gördüğü işi fırsat bilerek iş vesilesiyle verdiği zarardan adam çalıştıranın sorumlu olmayacağı kabul edilir. Adam çalıştıranın sorumluluğunun uygulanabilmesi için zarar gören, adam çalıştıran ve çalışan dışında üçüncü kişi olmalıdır. Adam çalıştıran ile zarar gören arasında halihazırda bir borç ilişkisinin olması durumunda TBK m. 116 uygulanması durumu söz konusu olacaktır. Bu ayrımı gözden kaçırmamak gerekir.

2.2.3. Adam çalıştıran kurtuluş kanıtı getirememiş olmalıdır:

Adam çalıştıranın TBK m. 66’ya göre sorumluluğunun dayanağı, kanunun kendisine yüklemiş olduğu objektif özen yükümlülüğünün ihlalidir. Kanun somut olayda meydana gelen zararın, adam çalıştıranın yükümlü olduğu özen ödevini göstermediğinden kaynaklandığı karinesine dayanmaktadır. Ancak kanun koyucu adam çalıştırana bu sorumluluğu kaldıracak nitelikte bir kurtuluş kanıtı getirme imkânı tanımıştır. Burada çalıştıran, zararın meydana gelmemesi için gerekli her türlü objektif dikkat ve özeni göstermiş olduğunu ispatlamaya çalışır. Gösterilmesi gereken özen, somut durum ve şartlara göre değerlendirilir. Adam çalıştıran, gerekli özeni göstermiş olması halinde de zararın gerçekleşeceğini ispat etmesi halinde sorumluluktan kurtulur. Ayrıca görülecek işin niteliği ve tehlikelilik derecesi de gösterilecek özen derecesinin değerlendirilmesinde büyük önem taşır.

2.2.3.1. Çalışanın seçiminde gerekli özenin gösterilmiş olması:

Adam çalıştıranın, özen gösterememekte kusurunun olmaması sorumluluktan kurtulması için yeterli sebep değildir; gerekli özeni gösterdiğini objektif bir durum olarak ispatlayabilmesi gerekir. Adam çalıştırandan beklenen, özenen ölçütü objektiftir. Adam çalıştıran, çalışanı seçerken, çalışanın mesleki, fiziki ve ahlaki özellikler bakımından göreceği işe elverişli olduğuna ilişkin gerekli inceleme ve araştırma yapmalıdır. Çalışanın önceki işvereninden bilgi almak suretiyle tutum ve davranışları hakkında bilgi edinmeli, mesleki bilgi ve tecrübe açısından işe uygunluğunu gösteren belgeleri incelemeli, gerekirse deneme süresine tabi tutmalıdır. Çalışanı işe alırken gösterilen özen; iş bölümü yapılmasında, çalışana yeni iş verilmesinde, terfilerde ve nakillerde de gösterilmelidir. Tüm bunları tanık beyanları ve diğer ispat araçlarıyla ispatlayabilirler.

2.2.3.2. İşle ilgili talimat vermede gerekli özenin gösterilmiş olması:

Adam çalıştıran, çalışana, verilmesi gereken talimatın içeriğini, niteliği ve ayrıntı derecesini çalışanın tecrübesi ile işin tehlike derecesi ve ağırlığına göre belirler. Yürütülen faaliyet oldukça zor ve tehlikeli olması halinde, özel eğitim almış tecrübeli çalışanlara dahi talimat verilmesi gerekir.

2.2.3.3. Denetlemede gerekli özenin gösterilmiş olması:

Denetim, işin nitelik, ağırlık ve tehlikelilik derecesine, çalışanın bilgi ve tecrübesine göre yapılmalıdır. Denetimin sürekli olması şart değildir. Çalışanın, işini gördüğü sırada, adam çalıştıran tarafından denetlenip gözlemlendiği duygusuna sahip olması yeterlidir. İşin yürütülmesi sırasında yeni sorunlar çıktığında gerekli uyarılarda bulunmalıdır.

2.2.3.4. İşletme düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olması:

TBK m. 66/3’e göre adam çalıştıranın özen ödevinin kapsamına, işletmenin amaca uygun bir şekilde örgütlenip düzenlenmesi, iş bölümü ve planlama yapılması, işe uygun malzeme, araç ve gereç sağlanması yükümlülükleri de girmektedir.

2.2.3.5. İlliyet bağının kesilmesi

İlliyet bağını kesen sebepler; mücbir sebep, üçüncü kişinin kusuru ile zarar görenin kusuru olabilir. Örneğin deprem ya da üçüncü bir kişinin itmesi nedeniyle elindeki cam yoldan geçen birinin başına düşerse, bu surumda zararla çalışanın arasındaki illiyet bağı kesildiğinden dolayı adam çalıştıran doğacak zarardan sorumlu tutulmaz.

3. Adam Çalıştıranın Çalışanına Rücu

Adam çalıştıranın ödediği tazminatı çalışanına rücu edebilmesi için çalışan ya zarar görene karşı haksız fiilden sorumlu olmalı ya da davranışı, adam çalıştırana karşı yüklendiği borca aykırılık teşkil etmelidir. TBK m. 66/4’te “Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.” denilerek rücu hakkının kapsamı, zararı vermiş olan çalışanın bizzat sorumlu tutulacağı miktarla sınırlandırılmıştır. Adam çalıştıran, kendisi aleyhine kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla zarar görene tazminat ödemeye mahkûm edilmiş ise, zarar görene fiilen ödeme yapmadıkça çalışana rücu hakkını kullanamaz. Adam çalıştıran, çalışandan, zarar görene ödediği tazminat miktarından daha fazla tutar isteyemez. Tazminat içine hükmün kesinleştiği tarihe kadar gerçekleşen faiz ve yargılama giderleri de girer. Adam çalıştıranın çalışana karşı kusurlu davranışı ise çalışana rücu hakkını, bu kusurun ağırlığı oranında sınırlar ya da ortadan kaldırır. Adam çalıştıranın çalışanına yanlış talimat vermesi, bozuk araç-gereç sağlaması, yapılmasını emrettiği fiilin hukuka aykırılığı konusunda çalışanını yanıltması bu tür durumlara örnek teşkil eder. Adam çalıştıranla çalışan arasındaki rücu davası, tazminatın tamamının ödendiği ve zarar veren çalışanın öğrenildiği tarihten itibaren iki yılın ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

4. Sonuç

Dünyadaki genel eğilim, özellikle işletmelerde adam çalıştıranların özen yükümlülüğünün kapsamının genişletilmesi suretiyle sorumluluğun ağırlaştırılması yönündedir. Hatta günümüzde Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyada adam çalıştıranın sorumluluğu bakımından hâkim olan sorumluluk modelinde bu sorumluluk, adam çalıştıranın özen yükümlülüğüne değil, çalışanın şahsi sorumluluğuna yol açan bir hukuka aykırı fiilinin varlığına bağlanmaktadır.

KAYNAKÇA

ERBİLEN, İnci: “Kusursuz Sorumluluk Halinde Adam Çalıştıranın Sorumluluğu”, Marmara Üniversitesi,

İstanbul, 2017.

EREN, Fikret: 6098 Sayılı Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Baskı, Ankara, 2018

OKYAR KARAOSMANOĞLU, Dila: “Adam Çalıştıranın Sorumluluğu”, Hacettepe Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü

Özel Hukuk Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Ankara, 2019.

TURHAN, Gökhan; ERGÜN, Furkan: “Adam Çalıştıranın Sorumluluğu ve Bağımlılık Unsuru İlişkisi”, The

Employer Liability and Dependency Relationship, Part 13, 2019.

VOLKAN PİRİ

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRENCİSİ

Leave a Comment