Posted on: Ocak 4, 2024 Posted by: admin Comments: 0

Bu sabah yine alarmının tatsız sesiyle uyanmıştı. Rüya görmüş müydü bu gece? Yok yok görmemişti. Görse hatırlardı kesin. Gerçi bir kadın silüeti hatırlıyordu ama günlerdir aklında mıydı bu silüet yoksa ilk kez mi görmüştü, emin değildi. Düşünceleriyle boğulurken ayağa kalkıp mutfağa gitti. İçmesi gereken ilaçlar vardı. Nasıl da nefret ediyordu bu ilaçlardan. Büyük bir bardak su alıp üç ilacını da aynı anda içti. Gözü rutubetli duvarda asılı duran saate ilişti. Geç kalmak istemiyorsa oyalanmaması gerekiyordu. Hızla hazırlanıp kendini dışarı attı. Sabah rüzgarının içine işlemesiyle incecik paltosuna daha da sarındı. Sadece maaşını aldığı günler otobüsle gidip gelirdi işe. Hem parası çalınmasın hem maaşının keyfini sürsün diye yıllardır böyle yapıyordu. Bugün maaş günüydü gerçi ama henüz almamıştı maaşını. Yürüyecekti yürümesine fakat bu soğukta yürümek hiç zor gelmedi ona. Bugün sahaftaki o kitabı alacaktı sonuçta. Niye yürümek zor gelsin ki? Bu düşünce aklına gelir gelmez yüzünü bir gülümseme kapladı. En son ne zaman gülümsemişti acaba? Bunu da hatırlayamadı. Sahi kimdi o kadın?

Kitabı düşünerek iş yerine geldi. İçerinin sıcaklığıyla soğuktan uyuşmuş bedeni gevşemeye başladı. Bu gevşemeye aldırmadan işe koyuldu. Bütün gün mola vermeden çalıştı. Bedeni yorulmuştu ama kendini iyi hissediyordu. Günün sonunda eline aldığı zarfın heyecanıyla paltosunu giyip sahafın yolunu tuttu. Hemen bu gece okuyup bitirecekti kitabı. Hızla vazgeçti bu fikrinden. Yavaş yavaş okuyup tadını çıkaracaktı. Hem belki gelecek ay bir kitap daha alırdı. İş yerindekilere de kitabı anlatacaktı. Hatta sadece anlatmayacak öve öve bitiremeyecekti. Sonunda gelmişti sahafa. Satıcıya almak istediği kitabın adını söyleyip adamın raflar arasında kitabı aramaya başlamasını seyretti. Oysa o biliyordu yerini, bu sahafa ilk geldiği gün görmüştü kitabı. Biri mi almıştı acaba kitabı, niye bulamamıştı bu adam? Satıcının seslenmesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Kitabı bulmuş gülümseyerek geliyordu yanına. Aceleyle parasını ödeyip kitabını aldı. Sımsıkı tutuyordu elindeki kitabı.Eve gitmeyi hiç bu kadar istememişti. O yürüdükçe yol uzuyordu sanki. Bir anda teninde ıslaklık hissetti. Yağmur yağmaya başlamıştı. Hemen açıp kitabın ıslanıp ıslanmadığını kontrol etmeliydi. Yoldan geçmesine aldırmadan karıştırmaya başladı sayfaları. Üzerine doğru gelen otobüsü de fark etmemişti haliyle. Cansız bedeni yerde uzanmışken daha da artırdı yağmur şiddetini. Yere düşmüş kitabın yaprakları ıslansa da ilk cümle okunuyordu: ‘’Bu sabah yine alarmın tatsız sesiyle uyanmıştı…’’

Aslıhan Doğan
Aslıhan Doğan

Merhaba ben Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2.sınıf öğrencisi Aslıhan Doğan. 5 senedir tiyatroyla ilgileniyorum.

Leave a Comment