Posted on: Nisan 16, 2022 Posted by: admin Comments: 0

Oğlundan kalan son emaneti verirken ince bir gözyaşı süzüldü yanaklarına doğru.

– Bak Zeynep kızım bunlar benim oğlumdan kalan biricik hatıralar. Aslında senin geleceğine hiç ihtimal vermiyordum. Ömer’in bu duruma gelmesinden hep seni sorumlu tuttum. Kanser olmasın sebebi sen değildin ancak gelmeyeceğini bile bile seni günlerce bekledi. Bir annenin gözlerinden oğlunun gün gün eridiğini görmek kadar …

Evet devamı gelmiyordu kelimelerin çünkü bir annenin acı hıçkırıklarıyla inliyordu zaman.

– Ahh Ömer’im biricik oğlum neler vermezdim burada olman için. Benden önce vardın o diyara. Ömer hiçbir zaman seni unutmadı. Son nefesinde bile seni sayıklayarak gitti bu dünyadan. İçinde ne var bilmiyorum ancak bu kutuyu gelirsen sana vermemi aksi takdirde kutuyu yakmamı istedi Ömer’im. Gerçi yakmaya kıyamazdım da. Bir şey daha söylemek istiyorum ama …

Duraksadı. Ancak acısı bastırıyordu Ömer’in annesini.

– Aslında seni görmek, bilmiyorum.

Derin bir nefes aldı. Daha iyi nasıl söylenebilirse artık bir solukta anlatmaya çalıştı içindeki acıyı ve sıkıntıyı.

– Bekir aradı okuldan hastaneye kaldırıldığını söyleyince merak ettim dayanamayıp geldim. Hem Ömer’imin hatırına hem de emanetini vermek için. Affet beni kızım ama … Seni bir kere daha görebileceğimi sanmıyorum. Hem beni hem de Ömer’imi son görüşün olsun bu.

Cümleler ağırdı Zeynep’in yüreğine. 

Bir ses yükseldi sessizce dudaklarından

– Son vedam…

***

Ağlıyordu.

Yüreği yanarcasına  biricik sevdiğinin mezarı başında.  

– Bize ne yaptım ben? 

Ardından Kelimeleri boğazında düğümlendi. Sadece hıçkırabildi.

Sımsıkı sarıldı elindeki kutuya.

Evet kutu o kutuydu. Büyük bir dikkat ve özenle açtı.  Birkaç parça resim ve 8 adet zarf vardı. Elleri titreyerek ilk zarfa uzandı. 

Ve artık yarım kalan konuşmaları bugün hakiki anlamda sonlanacaktı.

İlk zarf şu cümleyle başlıyordu:

Sensizliğimin birinci yönü:

Neden?

(bilinmiyor) …

Neden bana anlatmadığını günlerce düşündüm ama bunu ben de beklemiyordum. Lakin çok sonraları bazı şeyleri düşününce her şeyin tek suçlusu ve sorumlusu vardı. Vakitsiz giden sen gibi ben de vakitsiz gidecektim sana olan düşüncelerimle, en çok da seni anlamamakla kendimi kahredecektim. Ve bundan sonra da ben diye biri olmayacaktı. Ancak son bakışların hala canımı yakıyor. Beni ne kadar sevdiğini söylerken keşke gözlerime bakmasaydın çünkü artık gözlerim vedanla süslenmiş senle birlikte ışığını kaybetti.

Sensizliğimin ikinci yönü:

Yaşıyor muyum bilmiyorum ki. Sadece her gün yaptıklarımı yapıyorum ancak kalbimi yitirmiş gibiyim. Sana bakınıyorum ortalıkta. Sanki seni görebilecekmişim gibi. 

Sensizliğimin üçüncü yönü:

Bugün birlikte gezdiğimiz yerleri görmeye gittim. Senden bir parça bulurum umuduyla. Aslında bulurum falan dediğime bakma seni aklımdan hiç çıkaramıyorum ama ne bileyim seni görebilecek hissine kapılıyorum ansızın. Önceleri bu durum canımı çok sıkıyordu. Ancak artık ya canım yanmıyor ya da acıya alıştım. Doğrusunu sorarsan insan her şeye alışıyormuş. Her neyse kime sitemde bulunuyorsam artık senin umurunda bile değilimdir değil mi? Bu soruyu soruyorum ama yanıtlamak istemiyorum çünkü benim cevabım kalbimi acıtıyor ancak nedense senin cevabının kalbimi ısıtacağını düşünüyorum.

Bugün ikimiz için de önemli bir yere gittim demiştim evet doğru tahmin ettin. Çiçekli tepe. Ama artık kuru toprağa bırakmış yerini. Gerçeklerimden kaybolan sen gibi.

Sensizliğimin dördüncü yönü:

Bugün gittiğinden beri ilk defa seni rüyamda gördüm. Öğretmenler odasındaydık ben oturuyordum sense kapının önünde bana bakıyordun bir farklıydı bakışların kalbimi paramparça ediyordu hiç konuşmadın benimle. Ansızın kapandı kapı telaşla ayağa kalktım kapıyı açtığımda sen yoktun. Korkuyla uyandım. Delicesine atan kalbim kulaklarımdaydı sanki. Keşke hiç uyanmasaydım.

Acaba sen de beni görebiliyor musun?…

Sensizliğimin beşinci yönü:

… Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen…

Biliyor musun türkülere sardım şu aralar. Meğer bizim ne kadar güzel türkülerimiz varmış. Böyle güzel şeyleri keşfetmek için illa dert sahibi olmak gerek galiba. Bir görseydin halimi ne gülerdin bana. Ağzımda bir türkü, aklım bir karış havada dolanıyorum. Gören köyün delisi sanır. Ben de şaşırıyorum bu hallerime. Sen gittiğinden beridir bir hayli değişti huyum suyum. Daha asabiyim bu aralar. Bir o kadar da kırılgan ve deli. Olmayacak şeylere ağlar oldum.

Sensizliğimin altıncı yönü:

Artık rüyalarımda da yoksun. Şu andan itibaren bütün mücadelem seni unutmamak adına. Sakın bu cümlelerimden senin unutmanın kolay olduğunu sanma. Bu senle birlikte kalbimi de atmak demek olur ki biliyorsun kalpsiz bir beden ölmeye mahkûmdur. Bu aralar iyi değilim sadece. Aslında sen gittiğinden beridir iyi değilim ama bu aralar daha fazlaca. Galiba hastalığım ilerliyor. Bu yüzden devamlı bütün gün uyuduğum oluyor. Bazen seni görme umuduyla yatıyorum bu uykuya ancak karanlık orada da kalbimi de düşüncelerimi de beni de ele geçiriyorlar.

Sensizliğimin yedinci yönü:

Gelmeni bekledim.

Ancak hiçbir zaman gelmeyeceğini biliyordum. En azından seni görebileceğimi sanmıyorum.

Senin gelmeyecek olman mı ya da bunu bilmem mi!

Aslına bakarsan iki düşünce de beni paramparça ediyor.

Sana kızmıyorum. Artık beni neden bırakıp gittiğini de düşünmüyorum. Evet çok hastaydım sen gitmesen ben gidecektim zaten bu yüzden sorumluluğu alması gereken biri varsa o da benim. Ancak kalbimdeki bu koca yangınla nasıl başa çıkabileyim ki!

Anneme de alınma sakın ne hastalığımı ne de senin gidişini anlattım ona.  Başlarda devamlı olarak seni soruyordu bana. Seni göremeyince telaşlanmış. Ayrıldık dedim. İnanmadı ne yaptın da kaçırdın kızı diye başımın etini yemişti. Son zamanlarda gizlice ağlarken yakalıyorum onu. Ne kadar saklamaya çalışsa da gözlerinin kırmızılığı ele veriyor.  

Bu arada bu sana yazmış olduğum son mektubum yani seninle son konuşmamı yapıyorum. Bize yakışır bir son mektup yazmak isterim ancak sana seni sevdiğimden başka söyleyebileceğim öyle süslü püslü cümlelerim yok. Biliyor musun ama denedim. Lakin şuna inan hiçbiri bize layık değildi. Ben de yazmadım.

Son zarfı da sana bırakıyorum. Tamamlayamadığımız tamamlanmamış vedanı yap.

Son olarak senden ilk ve son bir isteğim var:

Kendine çok iyi bak, çok iyi bak ki gözüm arkada kalmasın (zaten aklım hep sende).

***

Tek bir sözcük çıkabilmişti tüm bu okuduklarından sonra:

– Affet beni!

Elifnur Aslan
Elifnur Aslan

Merhabalar herkese Ben Elifnur.  Antalya doğumluyum.  Liseyi Fatma Mehmet Cadıl Fen Lisesinde tamamladım.  Şu an Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenim görmekteyim. Sosyoloji , edebiyat, teknoloji alanlarına ilgi duymaktayım.

Leave a Comment